Hamit Görele

Haberler ve Yankılar

Makaleler

19 Mart 1938, BOYA VE RENK

BİR AÇIKLAMA, 1967 güzel sanatlar akademisi :Sergi kataloğu

Sanat anlayışım,12 - 29 Haziran 1967, Güzel sanatlar Akademisi Resim sergisi

İsmail Oygar Galerisinde Hamit Görele Sergisi,Akşam, 16 Mayıs 1946

Görele Sergisi

Hamit Görele için, Cumhuriyet-, 25 Ekim 1978

Sanatçıya Saygı,Sanat Çevresi, Cumhuriyet, KASIM 1978

GÖRELE HAKKINDA SÖYLEŞİ, Ankara 1982, Turkuaz Sanat Galerisi

Hamit Görele SERGİSİ, Mimar Sinan üniversitei yayınları 27 Nisan 1987

HAMİT GÖRELE, Türk resim sanatı adına ömür boyu mücadele

RESİM SANATIMIZDA BİR HAMİT GÖRELE VAR, Cumhuriyet, 5 Haziran 1982



19 Mart 1938, BOYA VE RENK

Orta anadolu yaylasının mühim bir şehrinde resim öğretmeniyim. Böyle bir şehirde kitap ve fırça ne iyi arkadaştır.

Kendime şöyle bir çalışma programı çizdim: Fecirde beraber uyanıyorum. Güneş doğuncaya kadar okuyor, güneş doğduktan ders saatine kadar da resim yapıyorum, fakat ders saatlerim bitip de yorulan dimağımı bir parça dinlendirmek ne güçtü.

Müşkülpeskent değilim. Memleketimin her şehrinde müze,resim sergisi, senfonik konser, tiyatro, hayvanat bahçesi aramıyorum, Anadolunun her kösesinde cennet bahçesi de ummadım. Özlediğim biraz renkti, yeşil bir yamaç, iki ağaç, bir dere yada göl kenarı. İtiraf etmelisiniz ki bir resim öğretmeni ve bir ressam için bu kadar bir dilek en mütevazi arzunun hududunu aşmaz.

Bir insanı hissetmek, onun hürriyetini elinden almak oldugu kadar biraz da onu renkten mahrumetmek degilmidir.

Hamit Görele


BİR AÇIKLAMA, 1967 güzel sanatlar akademisi :Sergi kataloğu

Bir zamanlar sergilerime gelen aydın dostlarım yadırgarlardı resimlerimi modern diye ve sorarlardı.

Günler geçti... Dünyayı saran yeni inanışlar, yeni resim anlayışı yurdumuzun kapılrını da çalmaya ve aydınlarınızın görüş ve anlayış sınırlarını zorlamaya başlayınca bir duraksama oldu. Picasso gerçeği de ağır basınca kendilerinden kuşkulanmaya başladılar. Daha kötüsü modern resim namına işlenen cinayetlere de ses çıkaramaz oldular. Bugün resim seyircisi, sergilere daha olumlu açıdan bakıyorlar.

Hamit Görele


SANAT ANLAYIŞI, 12 - 29 Haziran 1967, Güzel sanatlar Akademisi Resim sergisi

Mavi,gök ve deniz olduğu için değil, deniz ve gök mavi olduğu için güzeldir. Yeşil, ağaç olduğu için değil, ağaç yeşil olduğu için güzel. Bulut da öğle,dağ da kır da. Mademki mavi, güzel olmak için ne gök, ne deniz olmaya, ve yeşil de güzel olmak için ağaç olmaya ihtiyacı yoksa, ve mademki, gök,gök olduğu için değil mavi olduğu için. bulut, bulut olduğu için değilde beyaz olduğu için güzelse, aydınlarımızın doğa doğa diye direnmelerine ne denir. Bir ağacı maviye boyasanız kıyamet kopar." Aman efendim,mavi ağaç olurmu?" diye. Dava bu kadar sade, hatta bu kadar basit. Ama anlatılması ne kadar güç.

Hamit Görele


İsmail Oygar Galerisinde Hamit Görele Sergisi,Akşam, 16 Mayıs 1946

Hamit hakikaten "Yarının Ressamı" denilecek derecede, en yeni sanat telakkilerine sahip. Ahmet Rasim, istanbulun birçok yerini edebiyata sokmuştu. Hamit de oturduğu Ayazpaşa'yı Kurtuluş'u birçok tabloda resme sokmuştur.

Hizmet Feridun ES


Görele Sergisi

Dışavurumculuğa bizdeki ilk yaklaşanın Hamit Görele olduğuna kaniyim.

Adnan Turani


Hamit Görele için, Cumhuriyet-, 25 Ekim 1978

"Sergim için övgülerinize ve hassasiyetinize teşekkür ederim ama asıl beni duygulndıran satırlarınız, Türkiyede bir sanatçının, sanatıyla değil, ummumiyetle başka bir yan işle karnını doyurmaya çalışmasıdır. Yine de evlası resim öğretmenliği böylecene Zeki Bey...Lisede derste kaç defa, neden şu anda sehpamın başında değilim diye hayıflandığım anlar olmuştur.Si o satırınızla benim bu anılarımı depreştirdiniz..." Yukarıdaki sözler sanatçıya onaltı ekim 1978'de osmanbey Akbank Sanat Galkerisinde açtığı sergisinden bir süre sonra -Ne yazık , ne üzücü ki sonkez olarak- Bir karşılaşmamızda bana söledikleri. O gün elinde bastonu zorlukla yürüyordu içimde bir buruklukla ayrıldım Görele 'den. Koca bir toplum ve ulus kaç tane Görele Yetiştirdi, Kaç görele'yi anlıyabildi yaşamlarındave kaçına çoktan hak ettikleri yeri verdi.

Hamit Görele


Sanatçıya Saygı,Sanat Çevresi, Cumhuriyet, KASIM 1978

Görele'nin Türk resmine getirdiği yeni tat, savaşımı ve sanat gücü hakkında söylenecek daha çok söz var. Türk resim sanatına değer vermesini bilenler onun yerini teslim ederler. Daha 1930 da Paris'te büyük Modern Galeri'de düzenlenen karma sergide " Firavunun eşi ve Odalık" atlı resimleri ile cezanne,Makisse, Picasso, Bonnart, Lhote, Soutine gibi çağımızın uluları ile yan yana yer almış olan bu ustamızın hakkı herhalde bu olmalıdır. Yaklaşık seksenlik aynı Hamit Görele birkaç ay önce, yürümesini bile engelleyen rahatsızlıklarını bir yana iterek, başkent Ankara'ya gelmişti. Yeni Kültür Bakanıyla görüşmek ve TRT'ye bir program sunmak için. Fakat her ikisine de muaffak olamadı.Hatta resmi yanıtta adını bile yanlış yazmışlardı, konuyu uzatmaya ne gerek var. Genel Müdürler, Bakanlar gelir gider sanatçılar kalır. ama gün gelir Görele'nin ve daha nicelerinin yanlız yapıtları değil, mektupları ve fotoğrafları köşe bucak aranır.

Prof. Türkkaya Ataöv


GÖRELE HAKKINDA SÖYLEŞİ, Ankara 1982, Turkuaz Sanat Galerisi

Görele 'nin çoşkulu ve hatta fırtınalı üslubu beni hep ilgilendirmiştir. Onun doğaya insana ve nesneye bakışı, gerçek bir sanatçı duyarlılığını yansıtır. Görele'nin yaptığı resimlerde aynı yıllarda, başkaları ile paylaştığı başka hiçbir ortak yön yoktur. Çok kişisel, çok özgür, lirik ve dışavurumcu nitelikleri vardır, ama bunları bir akımın özellikleri olarak kullanmaz.

TURAN EROL


Hamit Görele SERGİSİ, Mimar Sinan üniversitesi yayınları 27 Nisan 1987

Türk resminde 1930'lu yıllarda gelişen yenilikçi hareketin içinde görev alan başlıca sanatçılardan biri de Hamit Görele'dir. " Güzel Resim " yapmacılığı ve kişilik ezberciliğini ilk yıkan, kendine rağmen beğenilmeme tehlikesinden korkmadan, tembel tabulardan cayan ilk sanatçı odur.


HAMİT GÖRELE, Türk resim sanatı adına ömür boyu mücadele.

Hamit Görele'nin tuvale aktardığı renk ve coşku zenginliği yanında, ayrıca resim yaparken mırıldandığı şarkı ve Türkü repertuarı da oldukça zengindi. Hertürlü malzeme üzerine resim yapardı, mecmua sayfalarına, çuval bezine yapılan resimler, çoğu zaman çift taraflı çalışılmış resimler, çerçeve yerine bağazn düz çıta ile çevrilmiş ödüllü şaheserler gibi. Bir doktor muaynesine bir resim hediye edilen devrin savaşçılarından olan görele, güçlükle ayakta durabilecek yaşlarına kadar resim çalışmalarına devam etmiş, segi açmış, ilgisizlik ve haksızlıklarla sanat adına dirençle mücadele etmiştir. Nitekim Pr. Ataöv bir şöylesi esnasında bu huyusa söyle değinmiştir. ( 1982, Ankara turkuaz sanat galerisi Ankara TSE kayıtları ) "Bütün yenilik getirenlerin kaderi budur. Herşeyi zamanında değerlendirmek gerekir. Belki bugün için sölediklerinde, yaptıklarında çok fazla bir yenilik göremeyenler olabilir. Fakat Çallı'nın egemen olduğu o dönemde bunları yapmak, ve daha fazla şeyler sölemek o çevreyi en azından rahatsız eder. Bu sanatçının yeri mutlaka güzel sanatlar akademisi olmalı idi. Ama Akademi de hocalığı yok neden? Geldiği zaman birsürü adamın rahatını kaçıracak ... Görele çok üretken bir sanatçı temposuyla birçok eser verdi. Hayatını sanata adamış olan sanatçının bir Gazetedeki Makalesinde şu sesleri oldukça düşündürücüdür. " Bugünlere nasıl eriştiğimizin acı hikayesini anlatacak değilim..." Hamit Görele modern resim saflarındaki uzun ve özverili mücadelesini aramızdan ayrılana dek sürüdüren bir sanatçıdır.

AYDIN GÖRELE


RESİM SANATIMIZDA BİR HAMİT GÖRELE VAR, Cumhuriyet, 5 Haziran 1982

Görele, fırça kıvraklığının ve oldusunun ağırlığında klasik pentür tekniğinin beceri ve ustalığında yapıtlar üretti. diri, okunaklı ve iri fırça benekleri ve fırçanın kalınlığında nefeslenen renkli ve düzenli kalın boya çizgileri nedir, kuşkusuz doğanın gizemini tüm duyarlılıkla kucaklıyan bir lirizm, bence bir çeşit yeni izlenimci romantik yorum ayrıca. Bu güçlü fırça tekniğinde her zaman buluşan ve soluklanan, paletten taze taze tuvale taşınan tok, cessur ve atak, pişkin ve olgun bir renkçilik. Görele bu sanatında değindiği biçimin odan noktasıdır. Ya şimdi Ressam Hamit Görele göç edince yaşamdan... Bir zamanşların resmin ve sanatın bir şekil eğelence oyun, boş heves sayıldığı zamanın bu savaşçıları çekip gidiyorlar bir bir ve sessizce. Bunların ardından bıraktıkları için neler yapmalıyız? neler yapmalıdır ki yüce devletimiz ulusal kültürümüze emek katmış bu ustalar ve savaşçıları gelecek kuşaklara tüm alınterleri ile, emekleri ile, ürettikleri ile vede saygınlıkları ile iletilebilsinler.

Zeki Çakaloz